Murad yaptırmıştır.Tabhâne bölümleri plân olarak, bir orta kubbenin iki yanında ikişer küçük kubbeden meydana gelmiştir. Küçük kubbelerin ara kemeri, orta kubbenin kemerine basmaktadır. Merkezî bir kapıdan girilen kanatlar arasındaki geçide rağmen ayrı bir hacim tesiri yapmaktadır. Burası, Evliya Çelebi’nini belirttiğine göre, misafirler için yapılmış ve camiin sağ ve solunda bulunan iki ayrı binadır. Daha sonra bu tabhâneler camiye bağlanmış ve böylece cami iki taraftan genişletilmiştir. Camiin içi ile kanatlar arasındaki duvarın 3 m. Oluşu da, burasının ayrı bir hacim olduğu fikrini pekiştirmektedir8. Beyazıt meydanında bulunmaktadır.İstanbul’un yeniden imarında büyük bir merkez teşkil eden ve Fatih Külliyesi’nden sonra ikinci büyük külliye olan II. Bayezid Külliyesi içindeki Bayezid Camii, kendi adıyla anılan meşhur meydanda bulunmaktadır. Camiin yapımına, kapısı üzerindeki kitabede belirtildi!
Tunus Sultanı III. Yahya’nın arabuluculuğu ile iki devlet anlaştı ve barış yapıldı . Barış antlaşmasına göre iki devlet arasındaki eski sınır ve hukukî durumlar (Statüko) korundu. Dulkadiroğullan Beyliği, Osmanlı Devleti’nin; Ramazanoğulları Beyliği ise, Memlûk Devletinin hâkimiyetine bırakıldı. Osmanlı Devleti’nin takip ettiği cihan devleti olma siyasetinden çıkan anlaşmazlık geçici olarak kapanmıştı. Bu anlaşmazlık, Yavuz Sultan Sclim’in Mısır’ı fethetmesi ve Memlûk Türk Devleti’ni yıkması ile sona erecektir. Şehzade Beyazıt 21 Mayıs 1481de devlet idaresini eline aldı.Cem Sultan ise 4000 kadar askeriyle 27 Mayıs 1481de İnegöl önlerine geldi.2. Orta mekânı, sekizgen kasnaklarında 16’şar pencere bulunan iki büyük kubbe örter. Kubbe içi ve pencere kemerlerinin üzeri zengin kalem işleri ile süslenmiştir. Ahşap pencere kanatları 15’inci yüzyıl ahşap kündekârî tekniğinin güzel örneklerindendir. Kuzeydeki son cemaat yeri, beş sivri kemerin taşıdığı beş kubbe ile örtülüdür.
Ancak zaman zaman kendisini iktidara getiren güçlerin isteği doğrultusunda bazı uygulamalarda bulunmak zorunda da kaldı. Gedik Ahmed Paşa ise devşirme tesirine son vermek için değil Cem taraftarı olmak suçlamasıyla idam edildi. Aydın ve Menteşe beyliklerine son veren II. Murat, Karamanla yeniden başlayan bir savaşa girdi, savaşı kazandı. Orhan Gazi Dönemi Fetihler Orhan Bey’in beylik yıllarının ilk dönemi Anadolu’da fetihlerle geçmiştir. Beyliği sırasında bütün diğer Anadolu beylikleri gibi İran’da kurulu İlhanlılar’ı metbu sayıp yıllık vergi ödemekte devam etmiştir. Diğer yandan da Bizans topraklarına yönelik…
Buraya isabet eden kemer ise, diğer kemerlere göre daha geniştir ve alın şeklinde yükselmiştir. Ebadında olan bu cümle kapısının ahşap kanatları çok süslüdür. Üç parçalıdır Ve orta parçasında bir kabara bulunmaktadır. Bu kapının sağında ve solundaki ikişer pencere arasında birer mihrap bulunmaktadır. Kapı kemerinin üstünde Arapça ve sülüs hattıyla üç satır halindecamiin yapımına başlama ve bitiş tarihini veren kitabe bulunmaktadır. Türk hacılanna yapılan saldırılan önleyemeyen Memlûk Devleti, 1482′ de Güney Hindistan Türk devleti Behmenîler’in Sultan II. Beyazıt’e gönderdiği hediyelere de el koyuyordu. Açıklanan uzun ve kısa vadeli sebeplerden 1485′ tc Çukurova ve Toroslar ci-vannda iki devlet arasında savaş başladı. 6 yıl süren bu savaşlar asla topyekûn bir savaş olmadığı gibi, önemli sonuçlar da doğurmadı. İki taraf 6 yıl boyunca büyük kayıplar verdiler. Anadolu ile ticarî ilişiği kesilen Memlûk Sultanı Kayıtbay, Tunus Sultanı’ndan barış için arabuluculuk yapmasını istedi.
İşte bu görüş, akıllı, firâsetli ve gönül ehli bir Müslümanın ufkunu ifâde eder. Zîrâ, II. Beyazıt’ın ardından İslâm toprakları nasıl yirmidörtmilyon kilometrekareye ulaştıysa, aynı şekilde İslâm san’atı da zirveye tırmanmıştır. Bu anlayış sâyesinde İslâm’ın rûhu, hendeseye nakşedilmiş, değerini kıyâmete kadar koruyabilecek Süleymâniye ve benzerî âbideler silsilesi vücûd bulmuştur. Cem Sultan’ı nazikçe elde eden şövalyeler, bir müddet sonra onu köle satar gibi belli bir meblağ karşılığında Papalığa devrettiler. Papalık da, Cem’i haçlı seferlerinde kullanmak hevesine kapıldı. Beyazıt Han ise, bu takdirde Hıristiyanlarla mücâdeleye girişeceği tehdidi ile tehlikeyi güç belâ atlatabildi. Bu uğurda, Papalığa devlet hazînesinden yüklü paralar ödemek mecbûriyetinde kaldı. Bayezid çok kadınla evlenen ve çok çocuklu bir padişah olarak da tanınır.
{
|}
Vezir-i azam Hadım Ali Paşa’nın kardeşi Şehzade Ahmed’i tuttuğunu bilen Şehzade Korkut bu tayinle tahttan uzaklaştırıldığının farkındaydı. Babasının ani ölümü halinde kardeşi Ahmed Amasya’da olduğundan İstanbul’a Antalya’dan daha çabuk varabilirdi. Bu nedenle kendisinin tekrar Manisa’ya tayinini istedi, fakat kabul edilmedi. Aslında Şehzade Korkut’un denizciler üzerinde büyük bir tesiri vardı. Zaten denizcileri himaye etmesi ile ün kazanmıştı. Pek çok Osmanlı esirini fidyelerini cebinden verip kurtarmıştı. Bunun yanında denizcilik yapanları, reisleri korur, himaye ederdi. Konstantin Kapıdağlı tarafından çizilmiş portresiII. Bayezid’in doğum tarihi tarihçiler arasında tartışmaya yol açmaktadır. Güvenilir bir Osmanlı bibliyografya ansiklopedisi doğum tarihinde bu tartışmayı karşılamak amacı ile bu tarihi Aralık 1447/Ocak 1448 olarak vermektedir.
1512’de Bayezid ve oğlu Yavuz arasında Çorlu yakınlarında bir savaş yapıldı. Osmanlı Devleti’nde çıkan bu isyan sırasında II. Bayezid çok ciddi önlemler alamayınca, Trabzon sancağında bulunan şehzade Yavuz gizlice İran’a girdi ve bölge topraklarını ele geçirdi, böylece isyan sona erdi. Bir süre sonra Şah İsmail, kurduğu bu devletin sınırlarını Türkistan ve Kafkaslara kadar büyütmeye karar verdi. Ancak Şah İsmail’in bu hedeŞ Osmanlı çıkarlarına ters düşüyordu. Farkına varmadan acı bir maceraya atılan Cem önce Fransa’ya götürüldü ve daha sonra Papa’ya teslim edildi. Böylece bir iç sorun, uluslararası bir sorun haline geldi. İlk isyanında da Karamanoğullarının kışkırtmasına gelen Cem, yine Karamanoğullarının kışkırtıcılığı ile bu defa Rodos şövalyelerine sığındı.
Timarlı sipahiler 5000 akçe için bir cebelü beslerken bu miktar 3000 akçeye indirildi. Donanmada kalyon sınıfından Göke adlı ilk gemi yapıldı ve uzun menzilli top kullanılmaya başlandı. Bu sefer sırasında pek çok esir alındı ise de Arnavutluk’ta tam bir sükûnet sağlanamadı. Babasının vefatını 7 Mayıs’ta öğrenen Bayezid 4000 atlı ile yola çıkarak 21 Mayıs’ta Üsküdar’a ulaştı. Kadırga ile İstanbul’a geçip babasının cenaze merasimine katıldıktan sonra Topkapı Sarayı’na girdi. 22 Mayıs 1481’de toplanan Dîvân-ı Hümâyun, Şehzade Korkut’un saltanatı babasına bıraktığını ilân etti. Muarrifzâde’den okuyan Bayezid Şeyh Hamdullah’tan hat dersleri almış, Çandarlı İbrâhim ve Yahyâ Paşa gibi tecrübeli devlet adamları da kendisine lala tayin edilmiştir. Yazıların en altına ya da en üstüne kronolojik bir şekilde tüm padişahların fetihlerini yazarsanız daha pratik olur. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Temmuz sonlarında bu güzergâhta ilerlerken bir Şii fedai tarafından yapılan suikast girişiminden kurtulan Sultan, 1492’nin son günlerinde İstanbul’a döndü. Takriben 9,5 ay süren bu seferde Osmanlı topraklarından çıkılmadığı için herhangi bir çatışma olmadı. Memlüklüler önce Osmanlılara tabi Dulkadir Beyliği’nin topraklarına girdi. Bayezid’in kayınpederi olan Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey damadından acil yardım istedi. Kayseri Sancak beyi Yakup Bey ordusu ile yardıma geldi ve Memluk ordusunu yendi. O dönemlerde Memluk idaresinde bulunan Malatya önlerine kadar gelen Yakup Bey’i Memluk Başkumandanı Özbek Bey pusuya düşürdü ve Osmanlı birliğini imha etti. Karşı koyacak bir ordu olmaması nedeniyle Özbek Bey rahatlıkla Çukurova’ya girdi. Adana ve Tarsus sancak beylerinin öldürülünceye kadar mukavemet göstermelerine rağmen Memlüklüler Osmanlılar’ı Toroslar’ın gerisine atmayı başardı. Savaş Karagöz Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu’nun taarruzu ile fiilen başladı. Karagöz Mehmet Paşa Gülek Boğazı’nı geçerek Çukurova’ya girdi.